Biraz Bilmece..! :)

19 Nisan 2010 Pazartesi

Bilmeceler


Adamın
biri boş havuza düşmüş ama elbiseleri ıslanmamış, neden?









Adam saçını ıslatmadan
şampuanlamış, neden?








Tavuklar en çok hangi ülkeyi
sever?







Tanrı ikinci zenciyi yarattıktan
sonra ne demiş?







Bir
elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir?








Kullanılmış Orkid'e ne denir?








Yaşlanan
Temel'e ne olur?








Bir
kamyon, bir peygamber, bir şehrimiz hangi kelimedir?








Düşünen
file ne denir?









Heyecanlanınca büyüyen organımız
hangisidir?






Hangi
kalemle yazı yazılmaz?






Servis
yapıldığı halde yenmeyen şey nedir?






Ön kapıda
karınız avaz avaz bağırıyor, arka kapıda ise köpeginiz durmaksızın
havlıyor. Önce hangisini içeri alısınız ?










Plajda üç kadın
dondurma yiyormuş. Bunlardan birisi dondurmayı emerek, diğeri
yalayarak, diğeri de ısırarak yiyor. Sizce bunlardan hangisi
evlidir?







Kadın ile
prezervatif arasindaki fark nedir?








Amerikada bakire kime denir?






Mantarlar
niçin şemsiye şeklindedir?






En temiz
böcek hangisidir?







Termometrenin düşmesi neyi gösterir?







Bize ait olduğu halde
başkalarının kullandığı şey nedir?



Kadının Anlamı Hakkında Birkaç Farklı Yaklaşım ;)

KADIN NEDİR ?
 
Kadınlar,hiç değişmeyen bir zevkin değişebilir araçlarıdır.-MARCEL PROUST

Yaşlandıkça erkeğin yüz hatları derinleşir,kadınların ki ise buruşur.-GOETHE


Bir kadın otuz yaşına geldiğinde poposuyla yüzü arasında bir tercih yapmak zorundadır.-COCO CHANEL


Eğer kadın iyi bir şey olsaydı Tanrı'nın da karısı olurdu.-SACHA GUITRY


Kadınların saklayabildikleri tek sır,bilmedikleri sırdır.-SENECA

Bir sevgilisi olan kadın melektir,iki sevgilisi olan kadın bir canavardır,üç sevgilisi olan kadın ise gerçek kadındır.-VICTOR HUGO

Tüm kadınların serveti iki bacakları arasındadır.-HONORE DE BALZAC


Erkek yüreğinin özünde sadece sertlik vardır,oysa kadının yüreği özünde kötüdür.-FRIEDRICH NIETZSCHE


Bir kadın, bir koca buluncaya kadar geleceği konusunda endişelidir.Bir erkek ise ancak bir kadınla evlendikten sonra geleceği konusunda endişelenmeye başlar.-GEORGE BERNARD SHAW

Müsteri herzaman haklı mı ?

Müsteri herzaman haklı mı ?
Tüketici haklari konusunda Müsteri her zaman hakli mi? sorusunu
irdelerken çesitli ülkelerdeki mahkemelik olaylari arastirmislar ve bulduklari belgelerden birisi.
Olay gerçek...
WorldPerfect (Bilmeyenler için yaziyorum, bilgisayari -elektrikli- daktilo gibi yapan bir programin yapimcisi)...
Bu Sirketin müsteriye yardim hattinda banda alinmis bir telefon
konusmasini okuyacaksiniz.
Bu konusma sonrasi WorldPerfect gorevlisi isinden kovuluyor.
Kovulan gorevli WorldPerfecti kendisini "Gerekçesiz" isten çikardigi
için mahkemeye veriyor.
Iste bu konusmanin desifresi.
-WorldPerfect yardim hatti, buyrun, nasil yardimci olabilirim.
-WorldPerfect`te bir sorun oldu.
-Nasil bir sorun?
-Yazi yaziyordum, birden bütün kelimeler gitti.
-Gitti mi?
-Yokoldu!
-Ekranda su anda ne görüyorsunuz?
-Hic bir sey.
-Hic bir sey mi?
-Yazdigim hiç bir şey ekrana çikmiyor.
-Hala WorldPerfect programinda misiniz yoksa programdan çikitiniz mi?
-Bunu nereden bileyim.
-Ekranda bir "C" harfi görüyormusunuz?
-Bir "hece" mi..
-Bosverin. Ekranda yanip sönen bir çizgi var mi?
-Söyledim ya hiç bir sey yazmiyor.
-Monitör üstünde yanan bir lamba var mi?
-Monitor ne?
-Ekrani olan yer, televizyon gibi... Çalistiginizi gösteren kücük bir
lamba var mi?
-Bilmiyorum.
-Monitorün arkasina bakin, oraya bir elektrik kablosu giriyor olmasi
lazim. Görebiliyor musunuz?
-Evet.
-Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektrige baglimi bana soyleyin.
-Bagli.
-Harika. Monitorün arkasina bakinca bagli olan tek kablo mu gördünüz,
yoksa iki tane mi?
-Görmedim.
-Tekrar bakar misiniz, ikinci bir kablonunda bagli olmasi lazim.
-Evet buldum.
-Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bagli mi diye bakin.
-Kabloya ulasamiyorum.
-Ulasmayin, bagli mi diye bakabilir misiniz?
-Olmuyor.
-Bir seyden destek alip egilip bilgisayarin arkasina baksaniz...
-Egilmek dert degil, karanlik oldugu için bakamiyorum.
-Karanlik?
-Ofisin isiklari kapali, pencereden gelen isik yetmiyor.
-Ofisin isiklarini yakin.
-Yanmaz.
-Neden?
-Elektrikler kesik.
-Elektrikler mi kesik. Tanrim..! (kisa bir sessizlik) Bilgisayarin
kutusu, kitaplari herseyi
duruyor mu?
-Evet dolapta.
-Simdi bilgisayari sökün, aynen aldiginizdaki gibi paketleyin ve
aldiginiz dükkana iade edin.
-Durum bu kadar kötü mü?
-Korkarim öyle!
-Peki tamam. Onlara ne diyecegim?
-"Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalim" diyeceksiniz...

Kırmızı Başlılı Kızı Birde Kurdun Ağzından Dinleyin.. :)

  "Kırmızı Başlıklı Kız" masalını bir de kurdun ağzından dinleyelim :
 Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana büyükannesinin evine gittiğini söyledi ama gel de inan. Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere... Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum.
 Neyse uzatmayayım... Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda "evet o küçük kız benim torunum" dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; "bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha!..." dedim ve anlattım küçük kızla karşılaşmamı... Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben Onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk!.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Neyse bunlar bir şey sayılmaz, daha neler yaptı bilseniz. Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç sorulur mu!... Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. "Seni iyi dinlemek içi\"... Ama bu sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten burnumu kendime kompleks haline getirdim, öz-güvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler... Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine aldırmamaya çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu yüzüme vurmaz mı! Tabi ki kızdım, siz olsanız kızmaz mıydınız?
 O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni "seni hain kurt, büyükanneyi yedin değil mi?.." diye suçlamaz mı !.. Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım, O da saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık, kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi. Geçirdiğim büyük korkunun sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün - bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı.
 Yeter Artık... Ben Suçsuzum.

Kelimerlerin Bilmediğimiz Anlamları.. :)

Aşk : 1 sesli, 2 sessiz ve 2 aptaldan oluşan sözcük.

Nanosaniye : Trafikte ışığın yeşile dönmesi ve arkadaki hayvanın korna çalması arasında geçen süre.

Futbol : Kadinlarin kocalari yerine bilmeden evlendikleri eğlence.

Hardware : Bilgisayarın software arızası nedeniyle bozulması durumunda yumruklanan kısmı.

Ekip çalışması : Bütün suçları ekibin geri kalanına yüklemeyi sağlayan çalışma biçimi.

Doktor: Hastaliginizi ilaçlarla iyilestiren, sonra da sizi faturalarla öldüren kisi.

Patron: Geç kaldiginizda ise erken gelen, erken geldiginizde geç kalan kisi.

Gözyasi: Erkek gücünün, kadin gücü karsisinda bozguna ugratilmasina yarayan hidrolik güç birimi.

Söylenti: Ses hizindan bile hizli dagilan haberler.

Sözlük: Bosanmanin, nikahtan önce geldigi tek yer.

Evlilik: Erkegin lisansini yitirip, kadinin master (lisans üstü) oldugu bir sözlesme.

Baba: Doganin bize armagani olan banka.

Gülümseme: Pek çok seyi bir dogruya ceviren egri.

iyimser: Kazayla nehre düstügünde banyo yapmaya baslayan kisi.

Diplomat: Size cehenneme gitmenizi öyle bir dille anlatir ki, bu yolculuk için can atarsiniz.

Ofis: Gergin bir ev hayatindan sonra gevsediginiz yer.

Komite: Kendi baslarina hiçbir sey yapamayan ve birlikte hiçbir seyin yapilamayacagina karar vermek için bir araya gelen insanlar.

Nasıl Futbol Antrenman Ama !

Türk FutboLu öyLe bir seviyeye geLdi ki normaL antreman yerine bunLarın öğretiLmesi daha yararLı oLur gibi sanki.. (:


Nasıl Futbol Antrenman Ama !
Yükleyen BodyTR. - En harika videolar burada

Çocuklu Yaşama Hazır Mısınız ??

1-)Köşe başındaki süpermarkete gidin. Hiçbirşey satın almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayı kasiyere verin. Daha sonrada yandaki eczaneye gidin kredi kartınız ile ilaçlar alın.


 2-) Akşam saat 17:00 ile 22:00 arasında elinizde yaklaşık 4 kg. Ağırlık taşıyarak sürekli ev içinde yürüyün. Saat 22:00'de ağırlığı yatağa bırakın, saati 24:00'e kurun ve yatın uyuyun. Saat tam 24:00'de kalkın 4 kg. ağırlığı tekrar elinize alın ve saat 01:00'e kadar evin içinde dolaşın. Ağırlığı tekrar yatağa koyun. Saatin alarmını da 03:00'e kurun. Yatın. Uyuyamayacağınız için tekrar kalkın ve bu kez elinizde ağırlık olmadan evin içinde dolanıp durun. Saat 02:45'de koltukta kendinizden geçin. 03:00'te çalan alarm ile fırlayın, 15 dakikalık uyku sersemliği ile yatağa yönelin ve ağırlığı elinize alın. Saat 04:00'e kadar karanlıkta elinizde ağırlık varken dolanın ve bu arada yüksek sesle de şarkılar söyleyin. Kendi kendinize konuşun. Saati 05:00'e kurun ve kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun. Böylece toplam uyku miktarınız 45 dakikaya yükseltin. Kahvaltıyı hazırlayın. Güleryüzlü olun ve bu dediklerimi 5 yıl boyunca her gece tekrarlayın.


 3-) Eve bir ahtapot getirin... Ve 5 yıl boyunca onu her sabah düzenli bir şekilde giydirmeğe çalışın. Ayrıca ahtapotu bir çuvala, hiçbir kolu dışarda kalmıyacak şekilde, en kısa zamanda sokmanın provasını yapın. (Bu prova sonunda çocuğunuzu her sabah minimum hasarla giydirmeyi öğreneceksiniz.)


 4-) Bir kavun satın alın. Kavunun bir bölümüne küçük bir delik açın. Sonra kavunu uzunca bir iple duvardan aşşağıya sallandırın. Ve kavunu iki yana sallayın. Kavun sağdan sola durmadan sallanırken, bir kaşık sıcak suyu alın. Durmadan sağdan sola sallanan kavunun üstünde daha önce açmış olduğunuz deliğe, bir tek damla yere dökmeden sokmağa çalışın. (Bunu başardığınızda o mini minnacık, sevimli mi sevimli yavrunuza en az hasarla yemek yedirmeyi öğrenmiş olacaksınız.)


 5-) Ağzınızdan çıkan her cümleyi en az beş kere daha tekrarlıyarak konuşmaya alışın. Bunu bir yaşam biçimi haline getirin.


 6-) Dışarıya çıkmak için giyinin. Banyonun kapısı önünde tam tamına yarım saat bekleyin. Aşağıya inin. Kapının önünde beş dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün. Tekrar dışarıya çıkın. Evin önündeki yolda yürümeye başlayın. Çok ama çok yavaş yürüyün. Yürürken de yerde gördüğünüz her sigara izmaritini, cikleti, kirli kağıt ve mendili ve ölü karıncayı dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden yeter artık senden çektiğim diye avazınız çıktığı kadar bağırın. Eve geri dönün. ( Bu provayı yaptığınız zaman da küçük çocuğunuzla yürüyüşe çıkmaya hazır hale geleceksiniz.)


 7-) Süpermarkete gidin ve yanınıza da orta büyüklükte bir keçi alın. Süpermarkete girince keçiyi serbest bırakın. Daha sonrada keçinin içerde kırdığı, tahrip ettiği herşeyin parasını sorgusuz sualsiz ödeyin. (Evet, bununla da çocuk ile birlikte alışverişe hazır duruma gelmiş bulunuyorsunuz.)


 8-) Evdeki koltukların üzerine tereyağı sürün. Perdelere reçel bulaştırın. Mutfakta pişmekte olan bir adet balığı çalın ve onu misafir odasında bir yere saklayın. Balığın odada 5 ay kimse tarafından bulunmadan kalmasını sağlayın. Evdeki yeni sulanmış çiçeklere elinizi sokun ve aldığınız çamurlar ile temiz duvarlar üzerine figürler yaratın. (Evet, artık ev de çocuk için provalı hale geldi.)



 Tamam mı ? Tamamsa, bütün bunları yaptıysanız, artık çocuklu yaşama hazırsınız demektir..xD

T.C Guiness Rekorları xD


 MUSTAFA TOPALOĞLU: Uzaya çıkmamış tek uzaylı olma rekoru...


 B. ECEVİT: En seri başbakan olma rekoru...


 HÜSAMETTİN ÖZKAN : En iyi yardımcı oyuncu rekoru..


 S. DEMİREL : 40 yıl ülkeyi yönetip hiçbir terslikten sorumlu olmadığını söyleyip umut olma rekoru...


 T. ÇİLLER: Bir cümle içinde en çok pot kırma rekoru...


 HÜLYA AVŞAR: Bir koltuğa bir bostan sığdırma rekoru...


 M. BÜYÜKERMAN : Konusu her ne olursa olsun her soruya mankenlerden bahsederek yanıt verme rekoru..



 ERKAN MUMCU: En hızlı çıkış , fırça yeme ve en hızlı özür dileme rekoru...


 05 EDİ : Herkesle kavga edip sevilmediği halde , fenerlilerin oylarıyla yarışma kazanma rekoru...


 VJ LER: 10 dakikada 20 kere evet ile başlayan cümle kurabilme rekoru...


 VATANDAŞ: Batan bankaları vergileriyle kurtarma rekoru...


 HINCAL ULUÇ : Maydanoza en çok benzeme rekoru...


 FATİH TERİM : İtalyada bir yıl içinde iki kere tahta geçip iki kere tahttan indirilen tek imparator olma ve sadece mimiklerini kullanarak bir maçı 90 dk. anlatabilme rekoru...



 MEDYA : Her dalda "en" olma rekorunu medya kırdı...


 ORHAN PAMUK : En çok sattığı halde en az okunma rekoru...


 BÜLENT KORKMAZ VE HASAN ŞAŞ : Futbol oynamak yerine yeşil sahada hakemle konuşma rekoru...


 MUSTAFA DENİZLİ : Hiçbir maça aynı kadroyla çıkmama rekoru...


 RAPAİÇ : En uzun adale sakatlığı geçirme rekoru...


 REHA MUHTAR : Yetişkin ve sağlıklı bir sığırı 4 soruda yere yıkma rekoru..


 BANU ALKAN : Şarkı söyleyerek bir göl dolusu kurbağayı kaçırma rekoru...

Türk Televizyonlarından Unutulmayan Anlar

* Cnn türk'te çigdem anat'in "ajans 13"te yayina girdiklerini fark etmeyerek, yönetmenin " sen mi gircen yoksa ankara mi? " demesine anat'in " siktir et ankarayi simdi " demesi ve bunun yayin aninin ilk girisinde ekranda cinlamasi...

* mustafa denizli'nin atvde bizim stadyumu sunduğu dönemde hakemliği yeni bırakan erman toroğlu nu anons ederken "tartışmasız türkiye nin en büyük düdüğü" demesi ve erman toroğlu nun afallaması.

* Melih gökçek'in konuk olduğu bir televizyon programında yayına bağlanan bir hayat kadınının sözleri:"melih bey iyigünler, biz bizim keranede 100 tane orospu senin gibi bitane orospu çocuğu doğuramadık" demesi

* Müslüm gürses filminden bir sahne; müslüm gürses kadını kollarından tutmuş sarsa sarsa sormaktadır;

müslüm: seviyor musun?
kadın: hayır!!
müslüm: seviyor musun!!!!!
kadın: hayırrr!!!!!!
müslüm: seviyor muusuunnnnn!!!!!!!!
kadın: eveett!!
müslüm: yalannnnn!!! (deyip kadına bir tokat atmıştır)


* Kahramanımız seda sayan yine bi sabah elleri belinde programını sunuyor.o sırada bi canlı bağlantı olur ve....

- aloooğğğ kiminle gorosuyoruz
- ben mustafa
- naber lan mustafa, nerden arıyosun bizi mustafa
- sisli'den
- ne is yapıyon lan mustafa
- belediye baskanıyım ...